top of page

EN UMMADIĞIN ANDA...


Samsunspor

Bitmeyen gecenin, doğmayan güneşin, gülmeyen yüzlerin muradına ereceği bir an vardır, en azından biz buna inanıyorduk. İşte o an öyle güzel ve öyle gururludur ki, yorgun düşmüş duyguların ayağa kalktığı, tebessümlerin gözyaşlarını teker teker sildiği bir ortamın kaynağı olurlar.


Hayatımızı ve ruhumuzu adapte ettiğimiz biricik Samsunspor’umuz belki de tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Hep daha ileri gitmesini beklerken, en dibe doğru sürükleniyoruz. Bu çöküş, Samsunspor’a yakışmayan yöneticiler, taraftarın hissiyatlarına cevap veremeyen futbolcular, seçim zamanı hariç (o da göstermelik oldu hep) sahiplenmeyen siyasiler ve cebine koyacağı üç beş kuruşla nemalanan taraftarlar yüzünden başladı.


Nereden başlayacağımızı bilemediğimiz bu karanlık tünel maceralarımızı unutmak için elimize bir sürü fırsatlar geçti elbette. 2010-2011 sezonundaki Süper Lig’e çıkışımız bunun ilk belirtisiydi. İyi bir sezonun ardından elde ettiğimiz bu başarı, paralı ancak beceriksiz yöneticilerin kurduğu takım neticesinde hüsranla sonuçlandı. Ardından takımın artan borç yükü üstünden kalkılamayacak bir hal aldığı için puan silme cezasından, transfer yasağına kadar bir sürü ceza almamıza sebep oldu. Yine en kötü dönemlerimizi yaşarken Samsunspor’un efsane kaptanı Emin KAR sahne aldı ve taraftarların desteğiyle kulüp başkanı oldu. Elindeki kısıtlı imkânlarla kurduğu ve 1. Lig’den de düşer gözüyle bakılan Samsunspor o sene kümede kalmayı başardı. Ertesi sezon daha güçlü bir takım kurmayı başaran Emin KAR ve ekibi, Mersin İdman Yurdu’yla Süper Lig’e yükselebilmek için play-off finali oynamamızı sağladı. Ancak bu sefer de ulusal düzeyde bir kumpasın kurbanı olduk. Daha önce örneği görülmeyen, final maçında seyircisiz oynama cezası almıştık. Bu cezanın sebebi de alenen bazı güçler tarafından desteklenen Ankaraspor’u elememiz olmuştu ve ne yazık ki kaybettik. Ama takımımız yine de güçlüydü. Bir yandan borçlarla uğraşırken, bir yandan da yasaklarla mücadele ediyorduk ve yine de play-off finaline kadar yükselmiştik. Kaderin acı bir cilvesi olsa gerek yine kaybettik ve kötü günlerin başladığını içten içe hissetmeye başlamıştık.


Uzatmaya gerek yok, Erkurt Tutu ve yönetimi bize tarihimizin en kötü günlerini yaşattı. Ve ben Süper Lig’in demirbaşı olan bir Samsunspor taraftarıyken, maalesef bu yazıyı 2. Lig’den yazmak zorundayım. Ama yazının başında da belirttiğim gibi bazen güneş beklemediğimiz bir anda doğabiliyor. Ben yazayım siz anlayın;


İSMAİL UYANIK GERİ DÖNDÜ !..

bottom of page